21 EYLÜL DÜNYA ALZHEİMER GÜNÜ
“ALZHEİMER ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI”
Çağımızın en önemli yaşlılık hastalığı olan ve yaşlanan kişilerin korkulu rüyası haline gelen Alzheimer göz ardı edilemez, hafife alınamaz bir halk sağlığı sorunu olmuştur. Orta yaşlarda alınabilecek tedbirlerle başlangıcının geciktirilebileceği bireylere öğretilmelidir. Alzheimer’da ilk belirti bellek bozukluğudur. Zamanla bellek bozukluğu hastanın kendi eş ve çocuklarının isimleri gibi daha önceden iyi hatırladığı bilgileri hiç hatırlamamasına kadar gider. Hasta bulunduğu zamanı ve olayları hatırlayamaz. Eşyaları kullanmayı beceremez. Dışarıda bildiği mekânı tanıyamaz ve kaybolur. Konuşması bozulur. İsimleri aklına getiremez. Zamanla beceri gerektiren işler bozulur. Bu arada davranış bozuklukları, depresyon ve karakter değişiklikleri gibi ruhsal problemler ortaya çıkar. Kilo kaybı, uyku bozukluğu oluşabilir.
“ ALZHEİMER TEDAVİ EDİLEBİLİR VE GECİKTİRİLEBİLİR”
Alzheimer hastalığı ilerleyici ve geri dönüşsüzdür ancak erken teşhisle belirtileri bir süreliğine geciktirilebilir, hatta iyileştirilebilir. Birinci nedeni bilinmemekle birlikte artırıcı ve azaltıcı faktörler var. Yaş, Alzheimer için temel risk faktörünü oluşturuyor. 65 yaş öncesinde nadir olarak ortaya çıkan hastalık, 90 yaşında 1000 kişiden 65’inde görülüyor. Alzheimer, eğitim durumu ve ekonomik kazanç durumu düşük kişilerde iki kat daha fazla görülüyor. Depresyon ve geçmişte kafa travması öyküsü varlığı artırıcı bir risk faktörü olabiliyor. Kadınların uzun yaşamalarıyla ilgili olarak risk faktörü artabiliyor. Alzheimer’i azaltıcı faktörler arasında eğitim ve yüksek sosyoekonomik konum sayılabilir.
“ Toplum bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmelidir”
Ülkemizde yapılan hesaplamalara göre yaklaşık 400.000 Alzheimer hastası vardır ve bu hastaların aileleri de hesaba katıldığında çok geniş bir kitleyi ilgilendiren bir hastalık olduğu ve bir halk sağlığı sorunu olduğu açıktır. Alzheimer hasta yakınlarında bu yıl yapılan bir araştırmaya göre hastaların %75’ i hastalık hakkında Bilgi sahibi değil ve hastaya bakım verenlerin %27’ sinde ciddi depresyon ve tükenme mevcuttur. Alzheimer hastalarının en az %50’si tanı ya da tedavi almadan hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde yapılan bir çalışmaya göre; yaşayan ve çalışmaya katılan 1400 kişinin %83‘ü yaşlanınca bunamanın ‘normal’ olduğunu düşünmektedir.
Halen hasta ve hasta yakınları bilgilendirme toplantılarına, sistematik bilgi desteğine, tam zamanlı veya gündüz bakım evlerine, daha fazla sayıda eğitimli bakım personeline, evde bakım hizmetlerinin geliştirilmesine, hastalara ilaç dışı tedavi olanaklarının sağlanmasına, hastaların hayat kalitesini artıracak destek ürünlerinin sağlanmasına, hasta yakınlarına psikolojik destek sağlanmasına ihtiyaçları vardır. Ülkemizde yaşlı sağlığı ve artacak olan Alzheimer hastalığı için politikalar ve uygulamalar geliştirilmesi, ilgili sivil toplum örgütlerinin aktivitelerini arttırması gerekmektedir.”